5 Kasım 2009 Perşembe

Taklacilar - Taklaci Guvercinler

S.A beyler !

Öncelikle bahsedecek oldugum konu tamamen benim fikrim olup sorumlu yanliz benim.

A.Taklaci kus nedir ?
B.Taklaci kus nasil oynar ?
C.Taklaci kusun tipi nasildir ?
D.Taklaci kusun rengi nasildir ?


Kisacasi taklaci kus deyince biz neyi anliyoruz.Herkez söyle bir düsünsün ve kendisi icin ne anlam ifade ettigine baksin insallah.( taklaci besleyenler icin )


A.Taklaci kus deyince akla ilk gelen kusun arkaya dogru dönmesi ve dönerken bunu sesli veya sessiz yapmasidir.
Halk arasinda buna oyun,takla, dönek te denir vs.
B. 1.Sadece havada tek takla atip ucar ( saatlercede olabilir kisada olabilir )Takla atip ta konar veya takla
atmadanda konabilir.
2.Catinin üstüne gelip buna halk arasinda dama gelme de denir vs tek takla atip tekrar tura girebilir.
3.Havada fiskirma halk arasinda buna cektirme,sicrama,fisekleme denir vs tek takla veya daha fazla olmak üzere
oynamasi fakat catiya sokulmamasi.
4.Catiya gelipte 1 veya 2 takla atipta tekrar fiskirip baglamadan tur almasi veya konmasi ayak salarak.
5.Catiya gelipte ayni yerinde 1, 2 veya 3 metre alan icerisinde takla atarak oldugu yerde oynamasi.
6.Catiya bu saydiklarim gibi vb 1 veya 10 kez gelmesi fo.
7.Catiya uzaktan veya yüksekten sokulamasi ve cikisin ( kusun catiya geldiktenden sonraki sicrama mesafesi)
cok yada az olmasi.
8.Kusun catiya 150 veya 300 metre uzaktan sikmasi fo. ve taban dedigimiz ( catiya veya terasa gelir gelmez tek
takla atip firlamasi ) yaklasik en az 3 encok (kusuna göre degisir) 10 takla ile cikmasi cikarken normal veya
burgu yaparak halk arasinda buna yan döne döne takla ile cikmasi da denir vs.
9.Uzaktan sikmayipta tur alirken birden gelip catiya tabansiz 5 veya 10 takla ile 30,40,50 metre fo. cikmasi bunu
tabanlada yapmasi yaklasik böyle en az 5 encok 15 tur fo. yapmasi.
10.Bir kere geldikten sonra 10 dk sonra tekrar gelmesi (fo.ao) ve yukarida gecen oyunu yapmasi.
11.Yukaridaki oyunu yaptiktan sonra takla ile baglamasi konarkende perdahli konmasi yani takla ile konmasi.
12.Böyle kuslarinda ucuslarinin en az 1,5 saat olmasi yukaridaki 8`den itibaren.
13.Takla arasinin az veya cok olmasi.
14.Catiya gelipte tabanli veya tabansiz en az 3 en fazla 7 takla ile 10 metre cikmasi.
15.Yada havada takla atarak dolasmasi catiya gelmemesi.

Ve saydiklarim gibi degisik oyun ,takla tarzlarida olabilir ama makul olan sayet toplumsal konusmak gerekirse kisisellikten ziyade,taklaci kusta aranan özellik 8 den 12 dahil olan kustur.Daha güzel sekilde olanlarida da mutlaka olabilir.Zaten bugun baktigimizda oyun kusu yarismalarinda aranan özellik,puan yapan özellik bunlar.Kimsenin kusuna kötü demiyorum ama biraz toplumsal konusalim.Bazilari gibi kusun krali bu bakin nasil oynuyor deyipte fis kuslari koymayalim biraz alcak gönüllü olupta "bunlarda benim taklacilarim" deyip seyrettirelim.Reklama gerek yok arkadaslar lütfen abartmiyalim.Bu türlü kuslar bahcedede olabilir ben terasa göre anlattim

C. Tip olarak olamasi gereken yukarida bahsettigim kuslarda.
Karin sis olmiyacak,Gögüs düz olacak,Kanat felekleri kirik yipranmis olmiyacak,Ince kanatli olmiyacak,Genis
olmasi makbuldür,Kuyruklari kanatlarindan 2 parmaktan fazla uzun olmiyacak,Tipi kücükte olabilir büyükte olabilir
hic farketmez.Paca yapisi da fark etmez,Koca paca,büyük paca yani olmamasi makbuldür vs.
D. Renk oyun kusunda hic farketmez aslinda bizim yörede bir söz vardir "rengi kötü olan kus güzel oynar" diye ama
yapilan arastirmalarda oyun kuslarinin % 95 i hep koyu reng teki kuslardan olmustur.Kostüm dedigimiz kuslardada
öyle yeterli performans görülmemistir.

Yani arkadaslar bu konuda sanirim bir yere vardik.Bundan sonra bahsederken veya anlatirken bu kriterlere uygun olarak konusalim ve kendi kusumuzu asla övmiyelim yoksa bu kusun iyisi bulunmaz.Mevlana hz.sözü aklima geldi YA GÖRÜNDÜGÜN GIBI OL YA OLDUGUN GIBI GÖRÜN

Sayet bu anlattiklarimla birilerini kirdiysam veya üzdüysem özür dilerim hakkinizi helal edin biraz uzun oldu ama bu konuya kesinlik getirmek amaciyla yazdim farkliliklar mutlaka olabilir ama en azindan az veya cok bilgi sahibi olmak acisindan faydali olacagini düsündüm.

Konu acilimlari: fo=fazla olabilir vb=ve benzeri vs=ve sadiklarim gibi ao=azda olabilir

Hatta ve hatta kurallarin oldugu bir site adresi http://taklacioyunkusu.azbuz.com/forumC ... 0002402051


örnek viewtopic.php?f=143&t=805
http://video.azbuz.com/videoParts/view. ... 8874#set:0
http://video.azbuz.com/videoParts/view. ... 8851#set:0
http://gulilebulbul.azbuz.com/readArtic ... 0005349520

Kaynak: http://www.kuscular.org/taklaci-guvercinler-taklaci-oyun-kuslari/orta-noktayi-bulalim-artik-t1087.html
Yazar: Tahir Kemal BOZOĞLU

Taklacı Güvercin Standartları

Bu ırkın yetiştirme amacı taklalı performans ve fiziksel güzellik üstün bir seviyeye getirilirken aynı zamanda ırkların geleneksel özelliklerinin korunmasıdır. Usta bir taklacı yetiştiricisinin üretici olarak dünya çapında bütün öteki ırkların besleyicilerinden daha yüksek bir seviyede olması gerekir.






Elindeki kuşların gerçek aslını bilmek ve bunları geldikleri damarın özelliklerine göre, geleneksel yöntemlerle üretirken kuşların performansını ve aynı zamanda fiziksel özellilerini geliştirmek bir sanattır.
Bu seviyede kuşçuya günümüzde rastlamak ender bir hale gelmiş olup, güzelim taklacılarımız tarihi özelliklerini yitirmeye başlamıştır. Bunun başlıca nedenlerinden birisi eskiden olmıyan şehirler arası kuş transferidir. Taklacıları yetiştirmenin sadece performans olduğunu düşünen yetiştiricilerin yıllarca başka yörelerden kuşlar getirip kendi kuşlarıyla kırmalarından dolayı geçmişte bir birinden çok farklı olan değişik sehirlerin kuşları bu gün bir birine çok benzer hale gelmişlerdir.
Usta bir taklacı besleyicisinin kuşlarından önce kendi bazı kişisel özelliklerinin olması gerekir. En başta güvenilir, açık sözlü, kuşları kadar doğayı, insanları seven ve sayan birisi olmalıdır. Bunlardan sonra birisi gerçek bir kuşçu olma yoluna çıkabilir.
Şimdiye kadar kaç kuşçuyu ziyaret ettim bilmem. Tanıdığım en iyi insanlarıda, en tuhaf insanlarıda bu sayede görmüş oldum. Fakat bir şeyi hatırlarım, o da kuşları ne kadar iyi olursa olsun hiç kimsenin hileci, yalancı, sahtekar birisini bana usta kuşçu olarak tavsiye etmediği.
Ustaların dışında çok iyi kuşçular var. Tahminim sizlerinde tanıdığı bir kaç kişi vardır. Dikkat edilmesi gereken şey, bu kişilerin kuslarına bakıldığında ya çok iyi oynayan kusların olması yada çok güzel fakat averaj performanslı kuşlara rastlanması.






Daha öncede dediğim gibi ikisini birlikte yapabilmek zoru yapmaktır.
Bu yazıda taklacılarımız hakkında kendi bilgi ve düşüncelerimi sizlerle paylaşmaya çalışacağım.
BÖLGESEL ÖZELLİKLER

Ülkemizin batı kısımlarında taklacılar Mardin olarak bilinir. Doğudaki gibi geleneksel taklacı yetiştiricilerine bunu anlatmak bildiğiniz gibi biraz zor... Haklılarda.

Belki günümüzde çoğu kuşçunu elindeki taklacılar bir birine benzeyebilir ama bu her zaman böyle değildi. Hatta günümüzde az bulunsalar bile kendi bölgelerinin özelliklerini taşıyan taklacıları üreten usta kuşçulara hala rastlamak mümkün.
Kısaca her bölgenin kuşlarının bir birinden azda olsa farklı özelliklerinden bahsetmek istiyorum. Çoğu kuşçu için önemsiz bir ayrıntı olarak görünebilir ama tahminim aramızda hala bu özelliklere önem verenlerimiz var.

MARDİN

Bu ırkların içinde en irisi olmasının dışındaki farkı sadece koyu mavi, mavi, açık mavi, dumanlı, arap ve beyaz renklerinde olup gül ve tepe özelliklerinin olmamasıdır. Geniş göğüs yapısı klasik bir fiziksel özelliğidir. Alçak ve uzun saatler uçmayı seven bu ırk tek uçurulmayı tercih edip performansını en iyi böyle gösterir.

URFA

Klasik Urfanın en belirgin özelliği kanatlarını düşük tutması (kuyruğunun altında taşıması). Kafa yapısının biraz daha köşeli olması, alnının öteki ırklara göre daha dolgun olması ve Araplarında göz çevresi halkasının hafifde olsa tüysüz ve belirgin olması öteki belirgin özellikleri. Urfa Mardinle aynı renklerde gelmesinin yanında bizim "açık" dediğimiz ama Türkiyenin çoğu yerinde Arapça "sabuni" diye bilinen rengin sarı yerine koyu kahverengi (morumsu) göğüs rengiylede gelir. Çoğu taklacı Rus ırkının atasıdır ve hala Rusya'da Urfainski diye kuşlar beslenmektedir. Urfayı pür halinde bu gün bulabilmek bayağı zor. Bazı geleneksel kuşçularda bulmak mümkün ve bence pahası biçilmez değerde kuşlar. Uçuş özellikleri Mardin ırkının benzeridir.

SİVAS

Bu renklerin üstüne bizim kınalı dediğimiz renkleride eklemiştir. Dolayısıyla kınalı çilli (Miski), gümüş çilli (Çakmaklı) ve açık (Sabuni) bu şehrimizin bize armağanıdır. Çakmaklıların soyu mavilerden, sabuni ve miskinin soyu kahverengilerden gelmektedir. (Baska ırklardada sabuni ve miskiye rastlanılır fakat bu renkler kahverengiden değil mavilerden gelmektedir.) Sivas kuşlarının en farklı yanlari öteki ırklara göre başlarının daha küçük (minyon) ve gagalarının daha ince bir yapıya sahip olmasıdır.

Performans bakımından Mardin ve Urfaya nazaran daha az uçar fakat daha sık oynar. Bunun yanında yere dalış seviyesi bütün ırklarımız içinde en alçak olanıdır. İyisi daldığında kuyruğunu ayaklarını yere değdirmeden bir süre yere sürüp takla kombinasyonuna başlar. Eski kuşçuların yaptıkları yarışlarda kuşun yere ne kadar kuyruk sürdüğünü ölçtükleri söylenir. Daha sık oynamasına karşın Kombinasyonları (takla atıp tırmanış) Mardin ve Urfa'ya göre daha kısadır. Sivasda gülde (ön tepe) vardır.

ANKARA

Bütün ırklarımızın en küçüğüdür. Vücudu kafası ve kanatları dahil. Ankara gümüş ve kahverengi renkleri dışında her renkte gelir fakat her zaman renk kirlidir. Kirli olarak rengin canlı olmamasını kastediyorum. Maviler yabani güvercin mavisi gibi koyu ve sisli mavidir. Araplarsa hic bir zaman koyu arap olmayıp daha açık renktedir ve kanatlarındakı şeritler (mavilerde oldugu gibi) siyah rengin altında bellidir. Bunun nedenide genetik olarak gerçek arap olmayıp çok koyu maviden gelmeleridir. Bu kuşların bir birine vurulmasıyla koyu mavi elde edilmesi normaldir. Limon, portakal, şeker ve kırmızılar her zaman gırimsi (kül rengine yakın) bir renkle kaplıdırlar. Bu dört renkten birisine sahip olan bir Ankara kuşunun hiç bir zaman kuyruk ve kanat uçlarının süt beyaz olmaması ve gırimsi bir beyaz olması lazımdır. Bizim açık (boz) dediğimiz ve çoğu güvercin yetiştiricilerinin kirli sabuni olarak bildiği renk bu şehrimize aittir. Aslında bu renk sabuni ile ilgili olmayıp mavi renginin bir tonudur. Benzer bir renk durumu kahverengilerdede mevcuttur. Açık kahverengi olarak bilinen bu renk aslında yine maviden gelme olup gerçek kahverengi rengiyle ilgisi yoktur. Bunu anlamak için basit bir test kuşun büyük teleklerine bakmakla yapılabilir. Gerçek kahverengi güneşin etkisiyle renk kaybına uğrar. Bu nedenle kuşun kanadı açıldığında en uzun tüyün kanat kapalıyken bir önceki tüy tarafından tapatılmış kısmı (güneş görmiyen) en uzun tüyün uç kısmından daha koyudur. Sanki bir gölge gibi görünür. Bunu Ankara kahverengilerinde göremezsiniz.

Ankaranın en önemli özelliği ise performansıdır: Öteki ırkların aksine taklalarının arasında çok az bir zaman vardır ve çok daha sıkı takla atarlar. Her takladan sonra hafif (çoğu zaman dikkati çekmiyecek kadar) bir yükseklik kaybedip tırmanışa çıkar. Tırmanışı öteki ırklara nazaran biraz daha kısa fakat daha fazla kombinasyonla (her takla atıp tırmanışa bir kombinasyon dersek) doludur. Damarı sert olanlar delicesine takla atar ve kısa bir süre uçurulmayınca tutulur (takladan uçamamak). Oyunlarının sertliği ve klasik fiziği ile benim en favorim olan taklacı türüdür. Ankara güvercin yetiştiricileri Türkiye'de belkide tek kendi ırklarına sahip çıkmış yörenin yetiştiricileridir. Bu ırkı pür halinde bulabilmek Ankarada oldukca kolaydır.

ANTALYA

Maalesef günümüzde Suriye ve Irak dışında bulunmıyan bir ırktır. Selçuklular zamanında bu ülkelere tanıtılmış fakat zamanla Antalya'da başka şehirlerin kuşlarıyla kırılarak ortadan kalkmıştır.
Bu ırk ötekilerine göre daha dar bir göğüse sahip olup bacakları ve boynuda oldukca uzundur. Gaga yapısı Konya taklacıları gibi kısadır. Özelliği renklerinin canlılığı (her renkte gelir) ve güllü (ön, arka ve çift tepe) gelmesidir. Performans konusunda iddialı değildir. Kümese doğru dalıp çıkma özelliği yoktur. Urfa gibi ötekilerine nazaran daha hızlı uçar ve yanlız uçmayı tercih eder. Yüksekte uçar ve havada oynar.

DİYARBAKIR

En toplu, bacakları ve boynu kısa olan ırkımızdır. Vücut yapısı önden bakınca bir "O" yerine basık bir elips şeklindedir. En güzel renklere sahip olmanın dışında paçalarıda bütün ırklardan daha uzun olup Gülleri öteki ırklara göre daha gelişmiştir. Tabak güllü denilen ön tepe bu ırka mahsusdur. Arka tepe bir yanaktan ötekisine uzanıp öteki ırklarınkınden daha yüksek olmanın dışında bazen uçları öne doğru hafifce kıvrılır. Performans konusunda Diyarbakır pek iddialı değildir. Bu şehrimize Türkiyenin güvercin başkenti diyebiliriz. Güvercin kültürümüze bu kadar katkıda bulunan belki başka bir şehir yoktur. Sadece Diyarbakırın Türkiye'nin tamamından daha fazla güvercin ırkı vardır. Bunun yanında ense ve göğüs gülünü, Kiremit kırmızı ve sarı (portakaldan farklı olarak vücudun tamamının sarı renkte olması)renklerinide bu şehrimize borçluyuz.

MALATYA

Genelde iki renklidirler ve paçaları oldukca büyüktür (15-20 cm.). Malatyalar genelde tepelidirler.
Performans bakımından ikiye ayrılırlar.
Sekmeleyen: Masanın üzerinden yere inmeleri çok zordur. Merdivenden çıkar gibi ayaklarını hareket ettirirler ve yukarı doğru çıkarlar.
Sallanık: Bunların farkı inmek için geldiklerinde direk inemezler beşik gibi sallanarak inerler. Ayak
hareketleri yoktur.
Her ikisininde taklasi boldur, yüksekte ve çok uçarlar.
(Arkadaşımız Duran Unakazana'nın Malatya hakkında verdiği bilgilere teşekkürlerimi sunarım)

KONYA

Fizik olarak Mardine çok yakın olan bu ırkımızın en büyük farkı gaga yapısıdır. Öteki ırklarımıza nazaran kısaca bir gaga yapısına sahip olup aynı zamanda sabit renklerde gelmesede genelde mavi renk ağırlıktadır. Antalya gibi havada oynamayı sever ve Konya'lı kuşçular tarafından özellikle Ankara ve Sivas ırklarıyla kırılarak oyun aşağı indirilir. Bu tür kırma kuşlar üstün seviyede oyun sergiler.


TARİH

Dünyadaki çoğu güvercin ırklarının atalarının bizim kuşlarımızdan geldiğini yabancı kuşçular savunurken bizim kendi kuşlarımızın geçmişini bir kenara iterek yabancı ırklarla kırıp sözde iyileştirme çalişmaları içinde olmamız içler acısı.

Taklacılarımızın orijini aynı biz Türkler gibi Orta Asyadır. Kuzey-batı Çin, Siberya ve Kazakistan'ın olduğu büyük alanda yüz yıllar önce göçmen atalarımız at koştururken, taklacılarını oynatıp kara çadırlarında güzelim Ankutların sesini dinlerlerdi. Öyleki Bu alanın yıllarca süren kuraklıktan sonra çölleşmesi yüzünden atalarımızın başka yerlere göç etmesinin ardından yüzlerce yıl geçmesine rağmen hala bu gün adı dünyaca "Takla Makan(m)" olarak bilinmektedir. Eski Uygur Türkçesinde bunun anlamı taklanın makamı yani dolayısıyla doğduğu veya gerçek yeridir.
Çoğu Rus güvercin ırklarının bu zamanlarda Türklerden alınan kuşlardan elde edildiği ise Rusya'da bilinen bir gerçektir. Rus ve Bukhara trompetçi (sesi için beslenen) ırklarının soyununda Ankuttan geldiği dünyaca tartışılan bir konudur.

Onuncu yüz yılda göçebe Türk askerleri bildiğimiz gibi Orta Doğuya hareket etmişlerdir. Bu toprakları Orta Asyaya göre daha değerli ve verimli bulan atalarımız burayı tercih etmis ve dolayısıyla beraberlerinde getirdikleri çeşitli güvercin ırklarınıda çevredeki milletlere tanıtmışlardır.
Taklacılar tarihimiz boyunca Sultanlarımızın eğlencesi için tutulmuşlardır. Tarihi gezimize geri döndüğümüzde Sultanların öncülüğünde askerlerimizin batıya doşru ilerlediğini görürüz. Kısa zamanda Selçuklular Irak ve İran'ı ele geçirip Abbasid imparatorluğunun baş kenti olan Bağdat'a gelmişlerdir. Bu tarihlerde çoğu arap güvercin ırkları ortaya çıkmaya başlamış ve çoğu günümüze kadar ulaşmıştır.

Hepimizin bildiği gibi Türkler burada durmamış ve batıya doğru yürüyüşlerini 1071de Malarzgirt kapısını aralayıp devam ettirmiş ve İstanbul'un fethinden sonra 500 yıl Doğu Avrupaya hükmetmişlerdir. Bu süre içerisinde slavik ülkelere yerleşen Türk aileleri beraberlerinde çeşitli güvercin ırklarımızı getirerek bu ülkelere tanıtmışlardır. Osmanlıların bu topraklardan çekilmesinden yıllar sonra Doğu Avrupa ülkelerinde bizim ırklarımızın ıslahı üzerine çalışmalar başlamış ve her ülke (Yugoslavya, Yunanistan, Arnavutluk ve Macaristan başta olmak üzere) kendi ırklarını yaratmaya başlamıştır.

Bu gün hala Avrupada bizim ırklarımıza rastlamak mümkündür. Arapların bizim taklacılarımızın sahibi olarak kendilerini dünyaya tanıtmasının dışında, Yugoslavların dönek ve kelebeklere, Romanyalıların Bursalara ve aşağı yukarı her kuşumuza başka birisinin sahip çıkmasına karşılık bu gün Türkiye'de kendi kuşlarımıza bile yabancı kökenli olarak bakıp hatta yabancı isimler takıp bu değerli tarihsel hazinemizin kaybedilmesine bizde ortak oluyoruz. Kendi kuşlarımızı yabancı asıllı ırklarla kırarak sözde iyileştirmeye çalışırken özelliklerini yitiriyoruz.

Bazen Avrupa ülkelerinde gördüğüm kendi ırklarımızın Türkiye'de rastlananların çoğundan daha iyi kalitede olması benim için üzücü bir gerçek.

Artık bizim kendi kuşlarımıza sahip çıkmamızın zamanı geldi..





Kaynak: http://www.kuscular.org/taklaci-guvercinler-taklaci-oyun-kuslari/taklaci-irki-guvercinlerin-standartlari-t167.html

4 Kasım 2009 Çarşamba

Güvercinler - Güvercin

KALİTELİ KUŞCULUK HEDEFLERİ

A) İLK ETEPTA OLMASI GEREKENLER

1.KALİTELİ VE SAĞLIKLI KÜMESLERDE KUŞ BESLEMEK
2.KALİTELİ DAMIZLIKLARDAN OYUN KUŞU ÜRETMEK
3.OYUN KUŞUNA UYGUN YER VE ALAN BELİRLEMEK
4.ANTIRAMAN VEREREK İYİ UÇURUCU VE SEYİS OLMAK
5.YEM TERBİYESİ VEREREK KİLOSUNU VE FORMUNU KORUMAK
6.TÜYÜNÜ VE SAGLIGINI HAVA ŞARTLARINI TESPİT EDİP UÇURMAK
Bunlar oyun kuşunda olmazsa olmazlarıdır
-------------------------------------------------------------------------------------

B) İYİ BİR OYUN KUŞUNUN TANIMI

İYİ BİR OYUN KUŞUNDA OLMASI GEREKEN ÖZELLİKLER. HEDEFİNE OYUN İÇİN ALÇALMASI, TABAN TAKLASI, BOL TAKLALI OLMASI, DİK GİTMESİ, SESLİ OLMASI, UZUN VE KADEMELİ GİTMESİ, ÜST TAKLAYI BAGLAYIP BELLİ BİR SÜRE GEZİP KANADINI KİTLEYİP HEDEFİNE ATARAK GELİP BOL SEFERLİ OLUP YERİNE TAKLALI VE YA HARMANLAYARAK İNMESİ EN ÖNEMLİ OLUP BUNUN YANINDA BUNLARI UZUN VADELİ YANİ EKELİGİNDE YAPMASI GEREKİR BU ÖZELİKLER BÜTÜN OYUN KUŞCULARININ İSTEDİGİ ŞEYDİR AMA NE YAZIKKİ BÜTÜN BU ÖZELLİKLERİN HEPSİNİ BİR KUŞTA BULMAK ÇOK ZORDUR HATTA İMKANSIZDIR ÇÜNKÜ VAR OLAN KUŞLARIMIZIN SOYLARINA GEÇMİŞTEN GÜNÜMÜZE KADAR İYİ VE KÖTÜ KUŞ IRKLARININ HEPSİ GİRMİŞ OLUP BUNLARIN HEPSİNİ VERMESİ MÜMKÜNDÜR GÜNÜMÜZDE HER GÜN DEGİŞEN KUŞ TÜRLERİYLE KARŞILAŞILMAKTADIR TARTIŞMASIZ BİR KUŞUN İYİ OLDUGUNU ANLAMAK İÇİN İÇİNDEKİNİ SON NOKTASINA KADAR ALMAK GEREKİR BUDA YERDE AÇIK ALANDA UÇURMAKLA ANLAŞILIR HER OYUN KUŞU BESLEYEN KENDİ DAMIZLIKLARINI DENEYEREK UÇURARAK EKSİKLİKLERİNİ TESPİT ETMELİ YOKSA SONU OLMAYAN BİR YOLA GİRER.....

-------------------------------------------------------------------------------------

C) KÖTÜ BİR OYUN KUŞUNUN TANIMI

OYUN KUŞUNDA EN KÖTÜ KUSUR SAYILAN YAPIŞMASIDIR YANİ GELİŞİNE TAKLASIZ DÜZ KONMASIDIR ÇÜNKÜ NE ZAMAN NE YAPACAGI BELLİ OLMAYIP KISA VADELİ OYNAYAN KUŞ TÜRÜDÜR BUNU ÖNLEMEK MÜMKÜN DEGİLDİR BU ÖZELLİKLER TAMAMEN KANLA SOYLA ALAKALIDIR GENELİKLE ÇOK ALÇAGA GİREN KUŞLARDA GÖRÜNÜR BUNUN ÇEŞİTLERİ DE VARDIR MESALA BİR YERE GİRMESİ YANİ KAPIDAN İÇERİYE VE YA AGACA GİRMESİ SAÇAGA TUTUNMASI GİBİ BUNLARIN HEPSİ TARTIŞMASIZ KONMA YAPIŞMADIR BUNLARA EKLEYECEK OLURSAK . KANAT YEMESİ, KANAT AÇMASI YANİ KANATMASI, KENDİ YERİNE OYNAMAMASI, BOŞ BOŞ SEFERSİZ UÇMASI,İNERKENE BAŞKA YERLERE İNMESİ, GEVŞEK, SESSİZ, TAKLASIZ ,YATIRARAK YAMU OYNAMASI, KISA VADELİ 15/20 GÜN OYNAMASI KUSURLARIN TAVSİYE EDİLMEYENLERİDİR....
-------------------------------------------------------------------------------------

D) YAVRU KUŞUN OYUNA HAZIRLANMASI

YAVRU KUŞ HAVAYA ATILMADAN ONCE SAGLIGI YERİNDE OLMALIDIR İLK DIŞARIYA ÇIKTIGINDA 1/2 GÜN ÇEVREYİ TANIMASI İÇİN GEZDİRİLMELİDİR ONDAN SONRA FAZLA SIKIŞTIRMADAN UFAK UFAK KOVALANIP MÜMKÜNSE SAGA SOLA ATMAYAN KUŞLARLA GURUP UÇURULMALIDIR EGER KUŞ BEL KIVIRMAYI BIRAKIP TAKLA ÇEVİRMEYE BAŞLADIKTAN SONRA EN FAZLA 3 KUŞLA UÇURULMALIDIR ÇÜNKÜ GURUP OLURSA TAKLA ATMASI ZORLAŞACAKTIR TAKLALARINI DAHADA SIKLAŞTIRIRSA TEKE DÜŞENE KADAR İKİ KUŞLA UÇURULMALI ÇÜNKÜ TEKE DÜŞENE KADARÇOK İYİ DÖVÜNÜP YANİ TAKLA ATIP KAFA KALDIRIP FİŞEGE BAŞLAMASI DAHA İSTİKRARLI OLACAKTIR KUŞ KENDİNİ TAMAMEN DOLDURUP SEFERE HAZIRLANDIGI ZAMAN ÖNCE KUŞSUZ TEKE DÜŞÜRÜP SONRA 1/2 KUŞ SERİP SAATİNİ DOLDURDUKTAN SONRA KUŞ SAYISINI ARTIRMALIDIR YEMİNİ VE SUYUNU OYNADIGI HEDEFTE VERMEK GEREKİR BU ŞARTLANDIRIP HEDEFCİ YAPACAKTIR...

İYİ OLACAK YAVRU TAKLA ÇEVİRMEYE BAŞLADIKTAN KISA BİR SÜRE SONRA ANLAŞILIR MÜMKÜNSE TAKLALARINI KANADINI DÖVEREK ATMAMALI DÖVEREK TAKLA ATAN VEYA HAVADA KANADINI DÖVEREK FİŞEKLİYEN KUŞLAR UZUN VADELİ İSTİKRAR GÖSTERMEZLER YAVRU İLK TAKLASINI YUVARLAYARAK DÖNÜP YÜZÜNE YÜZÜNE TAKLA ATARAK SIKLAŞTIRIP TAKLA GÜCÜYLE FİŞEKLEYİP YÜKLENEREK OYNAMALIDIR.....
-------------------------------------------------------------------------------------
E) HAZIR BİR KUŞUN KORUNMASI

BİR KUŞUN OYUNA HAZIRLANMASI ASGARİ ÖLÇÜLERDE 3 İLE 5 AY GİBİ BİR ZAMAN ALMAKTADIR TAMAMEN HAZIR OLSA BİLE SÜREKLİ ONU FORMDA TUTMAK İÇİN PERYODİK ARALIKLARLA UÇURMAK GEREKİR BÜTÜN CANLILARDA OLDUGU GİBİ GÜVERCİNLERDEDE BAGIŞIKLIK SİSTEMİ VARDIR BUNUN İÇİNDİRKİ YEMLEME VE UÇURMA ZAMANLARININ SİSTEMLİ HALE GETİRMEK GEREKİR UÇURMA KÜMESİ AYRI OLUP İÇİNDE KANAT ÇIRPAMAYACAGI YANİ İÇİNDE UÇUP GÜÇ KAYBETMEYECEGİ BOYUTTA OLMALIDIR MÜMKÜNSE EŞE ATILMAMALI ATILIRSADA ERKEK KUŞ ENSEDEYKENE YANİ DİŞİSİNİ YUMURTAYA KOVALARKENE UÇURULMAMALIDIR ERKEK KUŞ EN İYİ OYUN PERFORMANSINI YAVRULARINI YEME DÜŞÜRME AŞAMASINDA SERGİLER DİŞİ KUŞ YUMURTLAMA VE MAYALAMA DÖNEMLERİ İYİ TESPİT EDİLİP ÖYLE UÇURULMALI DİŞİ KUŞ EN İYİ OYUNUNU YUMURTLADIKTAN 6 GÜN SONRA SERGİLER YAVRULARIN YUMURTADAN ÇIKMASINA 3/4 GÜN KALA MAYA YAPACAGINDAN UÇURULMAMALIDIR. HAZIR KUŞUN OYUN BOZMASINA ETKEN OLAN ŞEYLER.
ÇİFT VEYE TOPLU UÇMASI, HAVANIN SICAK VEYA RÜZGARLI OLMASI, KARNININ TOK OLASI VE YA ÇOK AÇ OLMASI, KALIN VE YA İNCE TÜYDE OLMASI KUŞUN OYUNUNA ÇOK BÜYÜK ETKENDİR EGER BİR KUŞ GÖGÜS TÜYÜNDE İSE TAKLADAN KAÇAR KANAT TÜYÜNDE İSE FİŞEKTEN KAÇACAKTIR.
-------------------------------------------------------------------------------------
KALİTELİ DAMIZLIK

TAKLACI OYUN KUŞUNDA SON NOKTA DAMIZLIKCILIKTIR....
ONUN İÇİNDİRKİ DAMIZLIK SEÇİMİ ÇOK ÖNEMLİDİR BUNU ANLAMANIN VE TESPİT ETMENİN BELLİ KRİTERLERİ VARDIR KENDİ IRKLARINA DENK KUŞLARLA EŞLEŞTİRMEK GEREKİR YOKSA KUŞLARIN FİZİKSEL ÖZELİGİNDEN ÇOK OYUN PERFORMANS ÖZELİKLERİ BOZULMAKTADIR BUNU YAPARKEN ERKEK VEYA DİŞİDE DİYE AYIRT ETMEK YANLIŞ OLUR KARIŞIK HER TÜR OYUN KUŞUYLA EŞLEŞTİRİLİRSE İSTİSNA OYNAYAN KUŞLAR ÇIKA BİLİR AMA KESİNLİKLE DAMIZLIK OLMAZ TABİYAKİ OYUN KUŞUNDA PAÇA,TEPE,RENK,GÖZ,ERKEK DİŞİ AYIRT EDİLMEZ AMA DAMIZLIK YAPACAKSAK ÇOK ÖNEMLİDİR HATTA KENDİ RENGİ ,GÖZ RENGİ, KANAT VE FİZİKSEL YAPISIYLA UYUM SAGLAYAN KUŞLARLA EŞLEŞTİRİLMELİDİRLER KESİNLİKLE SOY TAKİBİ ERKEK VE YA DİŞİ DİYE YAPILMAZ FİZİKSEL ÖZELİGİ VE OYUN ÖZELİGİNE GÖRE DENEYEREK ANLAŞILIR GEN UYUŞUMUDA ÖNEMLİDİR BUNLARIN HEPSİNİ TAM OLARAK YAPSAK DAHİ HER YAVRU OYNAYACAK DİYE BİR ŞEY YOKTUR HATTA OYNAMAYAN BİR YAVRUDAN ÇITALAR ÜSTÜ OYNAYAN BİR YAVRUDA ÇIKABİLİR BUDA SOY TAKİBİYLE VE GÖZLEMLEYİP ETÜD ETMEKLE MÜMKÜNDÜR .
BİR KUŞA BİR ÖZELLİK KAZANDIRMAK İSTERKEN FARKINDA OLMADAN BİR ÇOK ÖZELİGİNİ KAYBETTİRE BİLİRİZ DENEME YAPARKEN TEK KUŞ ÜZERİNDE YAPMALIYIZ BUNU YAPARKEN 0/30 YERDE TAMAMLANSA DAHİ TARTIŞMASIZ 0/70 UÇURARAK OYUN ÖZELİGİNE GÖRE YAPMALIYIZ BUNU TAMAMEN BİTİRMEK SIFIRA İNDİRMEK MÜMKÜN DEGİLDİR ÇÜNKÜ GEÇMİŞDEN GÜNÜMÜZE KADAR VAR OLAN KUŞLARIN SOYUNA İYİ VE KÖTÜ IRKLARIN HEPSİ GİRMİŞ OLUP HEPSİNİ VERME OLASILIGI VARDIR BUNLARI ASGARİ ÖLÇÜLERDE UYGULAYA BİLİRSEK GERİSİ ÇORAP SÖKÜGÜ GİBİ GELİR.
NETİCEDE TEORİ VE PRATİK MESELESİDİR HERKESİN DOGRUSU KENDİSİNE DOGRU GELMİŞTİR DOGRU TEKMİDİR YOKSA İZAFİMİ BURADA SOMUT ŞEYLER DEGİNME İHTİYACI DUYDUM YOKSA PİSKOLOJİK BİR BOYUT ALIRDI..

---KUŞCULUK SOSYAL BİR FALİYETTİR ARKADAŞLIK VE DOSTLUKTAN ÖNEMLİ DEGİLDİR TARAFSIZLIK ESASTIR KUŞCULUK EVRENSELDİR AMAÇ OYUN KUŞUNU DEGERLİ BİR HALE GETİRİP UÇURUCUYU TEŞFİK ETMEKTİR BUNUN İÇİNDİRKİ HAYATIN GERÇEKLERİNDE YOLA ÇIKILIP ELEŞTİRİLERİMİZ YAPICI OLMALIDIR SÖYLEMEKTEN ÇOK GÖSTERMEK DOĞRUDUR HİÇ BİR TEORİ PRATİGE DÖNÜŞMEDİKCE GERÇEKLEŞMEZ........
( BİLGİ PAYLAŞTIKCA ÇOĞALIR )
Kaynak: http://www.kuscular.org/taklaci-guvercinler-taklaci-oyun-kuslari/kaliteli-kusculuk-hedefleri-huseyin-akdeniz-istanbul-t3131.html

Yazar: Hüseyin AKDENİZ